Tıp Fakültesinin İlk Senesinde Kazandığımız Hekimlik Becerileri

Merhaba! Bugün aslında çoğu kişinin pek bilmediğini düşündüğüm bir konuda yazmak istedim. Tıp fakültesinin her senesinde hekimlikle ilgili teorik bilginin yanında bazı beceriler de kazanıyoruz. Bu beceriler ileride meslek hayatımızın bir yerine mutlaka kullanacağımız şeyler. Bugün de ilk sene kazandığımız becerilerden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle ilk kliniğe giriş ve iletişim becerileri olmak üzere hastayla ve çevremizle iletişimimizi geliştirmemiz ve bunun yanında muayene etmeyi öğrenmemiz, öykü alabilmemiz için iki ders görüyoruz. Belki de 6 sene içinde alacağımız en önemli derslerden biri bence iletişim becerileri. Sadece üniversitede değil ilkokul düzeyinde de verilmeli diye düşünüyorum. Ülkece en çok sorun yaşadığımız konulardan biri iletişim ve eğer doktor olacaksak bence ilk olarak bunu çözmeliyiz. Kliniğe giriş dersinden daha önce Tıp Fakültesinde Sınav Sistemi yazımda bahsetmiştim. Bu derslerde hastadan nasıl öykü almamız gerektiğini, nasıl muayene edeceğimizi ve nasıl gözlemlememiz gerektiğini öğreniyoruz. Belki sonraki yıllarda birebir tecrübe edeceğimiz klinik bilgisi kadar olmasa da önlüğü giyip bir simüle hastayla konuşmak bile doktor olacağınızı hissettiriyor.

Bir diğer ve tüm sene gördüğümüz ders ise mesleksel beceriler dersi. Bu derste her blok için bir ya da daha fazla beceri öğreniyoruz ve bu beceriler blok sonunda uygulamalı olarak sınava tabii tutuluyor. Benim okulumda ilk blok el yıkama ve steril eldiven giyme becerileri öğretildi. Şimdi bunların nesini öğrendiniz diye düşünebilirsiniz. Ama inanın düşündüğünüz kadar kolay değil. Hatta merak edenler Youtube’dan videolarını izleyip bakabilir. İkinci blokta intramuskular ve subkutan enjeksiyon öğrendik. Yani aslında hepimiz bildiği iğne. Her ne kadar halk arasında komşular bile birbirine yapsa da aslında yanlış yapıldığında felç olmaya kadar gidebilen bir durum. İğne yapmayı öğrendikten sonra akraba, komşu bildiğimi öğrenip bana enjeksiyona geldiler. Tabii biraz hoşuma da gitmiyor değil. Meslek hayatım boyunca çok fazla iğne yapmayacak olsam da şuanda klinikle ilgimin olduğu tek anlar bunlar. Üçüncü blokta kan almayı öğrendik. Bu konuda çok başarılı olduğumu söyleyemem. Hatta acile kaldığımda yapmaktan en çok korktuğum şey kan almak. Uygulamada çok başarılı olsam da sınavda alamamıştım. Ona rağmen tekniğim doğru olduğu için hoca geçirmişti. Ama gerçek hayatta böyle olmuyor tabii. Dediğim gibi beni biraz korkutan bir şey kan almak, umarım acilde bunu yenebilirim. Dördüncü blokta ise tansiyon ölçmeyi ve CPR öğrendik. Tansiyon ölçmek bana CPR’dan daha zor geldi açıkçası. Alışkın olmadığım için hem uygulamada hem sınavda biraz zorlandım. CPR aslında hep dizilerde filmlerde gördüğünüz kalp masajı ve suni teneffüs ama tabii genelde yanlış gösteriyorlar. Tekniği öğrenince dizilerdekine “Bu nasıl kalp masajı?” diye bakmaya başlıyorsunuz. Maket üzerinde beni çok zorlamadı CPR, gerçekte bir hastayı kurtarmak söz konusu olduğunda bu kadar kolay olmayacağına eminim.


Benim doktor olmaya en yakın hissettiğim anlar bu derslerde ve ASM stajındaydı. Nedense bu kadar teorik bilgi görünce bu çalışmanın doktor olmak için olduğunu bile unutuyorsunuz, sadece çalışmaya odaklanıyorsunuz. Bu arada ASM stajımla ilgili önyargılarım ve ilk günümü anlattığım ve yorumlarımı anlattığım iki yazı var, onlara da bakabilirsiniz. Umarım hoşunuza giden bir yazı olmuştur. Uzun zamandır yazı paylaşamadım çünkü derslerim çok yoğun. Bunun için öncelikle özür diliyorum. Bundan sonra fırsat buldukça yazmaya çalışacağım. Sorularınız ya da blogta görmek istediğiniz konular için bana instagramdan ulaşabilirsiniz, orada daha aktifim. Bir dahaki yazıya kadar kendinize iyi bakın, görüşürüz! 
Tıp Fakültesinin İlk Senesinde Kazandığımız Hekimlik Becerileri Tıp Fakültesinin İlk Senesinde Kazandığımız Hekimlik Becerileri Reviewed by Bensu on Eylül 23, 2017 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.