Tıpçının Bir Günü

Merhaba! Yarın okulum açılıyor ve ben de bu yüzden bugünün konusu tıpçının bir günü olsun diye düşündüm. Aslında günün çoğunluğu dersler, ders çalışmak ve uygulamalarla geçiyor. O zaman uyandığım ilk andan itibaren bir günümü anlatmaya başlıyorum.

Benim okula gitmem yaklaşık 1 saat sürdüğü için sabahları 6’da uyanıyorum. 7’ye kadar kahvaltı edip giyiniyorum, kahvemi hazırlıyorum ve evden çıkıyorum. Genelde sabah duş alamıyorum çünkü ıslak saçla dışarı çıktığımda hemen hasta olmak gibi bir huyum var. Okula varmam saat 8’i geçiyor ki ders 8.30’da başladığı için 2 ve 3.sıralara oturmak için 8-8.10 ideal. Dediğim gibi 8.30’da ders başlıyor ve o saate kadar kahvemi içip kendime gelmeye çalışıyorum. Kahveyi direk kahvaltıdan sonra tüketmeyi pek sevmiyorum, ders öncesine bırakıyorum genelde. Dersler genelde 45 dakika sürüyor ve 12.15’e kadar anfi derslerimiz oluyor. Tabii bazı hocaların 1,5 saatlik blok ders yaptığı da oluyor. Eğer derslerimiz 12.15’ten önce biterse erken yemek yiyoruz ya da kütüphaneye ders çalışmaya gidiyoruz.

Öğleden sonra ise genelde uygulama derslerimiz oluyor. Dersler 13.30’da başlıyor ve uygulama salonlarında oluyoruz. Derslerin teorik kısmına çalışmak bu uygulama dersleri için çok önemli. Uygulamalar, dersler anfide işlendikten 1-2 gün sonra oluyor. Bu yüzden işlenen dersleri günü gününe çalıştığınızda uygulamada daha kolay anlıyor ve pekiştiriyorsunuz. Derslerimiz 15.30’da ya da 16.30’da bitiyor. Nadiren de olsa daha geç bittiği de olabiliyor. Bu arada “Kadavra görüyor musunuz?” diye sorular alıyorum genelde. Üniversiteye göre değişiyor fakat bizim üniversitede kadavra imkanı çok fazla. Yani her konu için hem bütün halde kadavralarda hem de konuya yönelik organlar üzerinde çalışma imkanımız oluyor. Dediğim gibi bazı üniversitelerde kadavra sayısı az olabiliyor ya da hiç olmayabiliyor. Dersler bittikten sonra günün en yorucu zamanı yani dönüş yolculuğu başlıyor. Hem toplu taşımalar çok yoğun oluyor hem de günün tüm yorgunluğu üzerimizde oluyor. Bu yüzden o 1 saatlik yol bitmek bilmiyor. Vardığımda saat neredeyse 18 olmuş oluyor. Hemen üstümü değiştirip yemek yiyorum. Genelde günün yorgunluğu yemekten sonra dinlendiğim 1 saatlik sürede çıkıyor. Daha fazla dinlenmeyi ben de istiyorum ama maalesef genelde ders çalışmam gerekiyor.

Ders çalışamaya başladığımda saat 19.30-20.00 arası falan oluyor. Lisede ne kadar mola vererek çalıştıysam şimdi de o kadar mola veremiyorum. O gün işlenen bir sunuma çalışmak bile 1 saatten fazla sürüyor. Tabii bunda benim yazarak çalışmamın da etkisi var. Dediğim gibi çok fazla mola veremiyorum, artık çalışamadığımı düşündüğüm ana kadar kalkmıyorum masadan. Sabahları duşa giremediğim için akşamları 1 saati buna ayırıyorum. Biraz da dinleniyorum tabii bütün akşam dersle geçmiyor. Arkadaşlarımla konuşuyorum, bir şeyler atıştırıp dizi izliyorum vs. Zaten tıp fakültesinde okuyorsunuz diye hayatınızı karartmanıza da gerek yok diye düşünüyorum. Dediğim gibi akşam yaklaşık 3-4 saat çalışma imkanım oluyor. Bu yüzden okulda boş kalan vakitlerimizi genelde kütüphaneden geçiriyoruz. 12 gibi yatmaya çalışıyorum ama bazen daha geç saatlere kadar kaldığım da oluyor tabii.


Umarım günümü iyi anlatabilmişimdir ve sizin için de yararlı olmuştur. Sorularınız ya da blogta görmek istediğiniz konular için bana instagramdan ulaşırsanız çok sevinirim. Herkes için bol bol çalıştığı ve hedeflerine ulaştığı bir sene olur umarım. Bir dahaki yazıya kadar kendinize iyi bakın, görüşürüz!
Tıpçının Bir Günü Tıpçının Bir Günü Reviewed by Bensu on Eylül 17, 2017 Rating: 5

2 yorum:

  1. Çok akıcı bi yazı olmuş bir solukta okudum tebrikler.
    https://gizlifisilti.blogspot.com.tr/2018/01/gun-degil-bir-saniye-sonrasn-dahi.html
    Yorumlarınız benim için değerlidir. İçmdeki Fısıltı'ya kulak verir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, mutlaka bakıp yorumumu bırakacağım.

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.